İncir Ağacı
1984 Yılında başladığım ve Kayıhan Keskinok’la altı yıl süren atölye çalışmalarımı değerlendirmesi için,
Sevgili İsmail Altınok Hoca’ya götürdüm.
”Hocam sergi açmaya hazırmıyım?” dedim.
”Evet hazırsın” dedi.
Böylece ilk kişisel sergimi 1991 yılında Ankara’da, artık aramızda olmayan Cenan Bıçakçı’nın ”Oluşum Sanatevi”nde açtım.
20. Sergimi şimdi, yıllar önce beni yüreklendiren, İsmail Altınok’un adını taşıyan Sanat Merkezi’nde açmanın mutluluğunu ve onurunu yaşıyorum.
Sanatyapım – Kayıhan Keskinok Atölyesi’ndeki eğitimim 1991yılına kadar sürdü. Resimlerimde önce gökovalı balıkçılar vardı.
Sonra yörenin kadınları girdi dünyama. Bu kadınlar tarlada, bahçede çalışan ve üreten, ürettiklerini pazarlarda satan emekçilerdi.
Şimdi ise İncir Ağaçlarını ve Yapraklarını resmediyorum.
”İncir meyvesinin yetiştiği incir ağacının eğri büğrü dalları olur. Dalları kırarsanız içinden incir sütü akar. Çok kötü kokar. Bitki
dünyasının tavşanı, en hızlı üreyen ağacıdır. Etrafında cinlerin yaşadığına inanılır. Yaban arıları yuva yapar.”
Bunlar ansiklopedik bilgiler. Ben incir ağacından yola çıkarak kendi ağaçlarımı, kendi ormanımı yaratmaya çalışıyorum.
Bu resimlerde geçmişten gelen ve geleceğe doğru gidişlerini izlediğimiz incir ağaçlarının kalıcılığı ile, yanından geçip gidenlerin
geçiciliğini düşündüren yaprakları var. Umarım cinleri ve yaban arılarını rahatsız etmiyorum.
Neden siyah – beyaz derseniz: Yaşamımda bir dönem bir tekneden kıyıya bakmak vardı. Koşullar karakalem çalışmamı gerektiriyordu.
Yola incir ağacından çıkmıştım. Bu çalışmalarım yağlıboya ile de siyah – beyaz devam etti. Şimdilerde ürkek renkler de girmeye çalışıyor.
Sevgili Hocam Kayıhan Keskinok benim siyah-beyaz çalışmalarım için:
”Ağaç konusunu ele alarak araştırdığı soyut içerik, binlerce gözlemlerle özümsenen bir grafik yetkinliğin sonudur” yazmıştı.
Geçen yıl kaybettiğimiz , yaşadığı sürece birlikteliğimiz devam eden, son güne kadar öğretmekten vaz geçmeyen Kayıhan Hocam,
bir kitabının adını ” Siyah Beyaz Anlayışın Şiirine Ulaşmak” olarak seçti.
Umarım bir gün ben de çalışmalarıma ” İncir Ağacının Cinini Şiirle Buluşturmak” adını verebilirim.